Genç Kulubü
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
[O]nline[F]orum  AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

....ANILARI......

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
B@hr! Co$@n
Onbaşı
Onbaşı
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:
Yaş :
Kayıt tarihi : 11/10/08
Mesaj Sayısı : 18
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Kas. 15, 2008 10:41 am

atamızın ne anıları varmış be

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rapciyiz
Onbaşı
Onbaşı
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş :
Kayıt tarihi : 08/11/08
Mesaj Sayısı : 15
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeCuma Kas. 14, 2008 6:08 pm

ASKERLE GÜREŞ

Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:
- Sen güreş bilir misin?

Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı.

Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
- Haydi, bir de benimle güreş!

Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
- "Atam," dedi. "Senin sırtını yedi düvel yere getiremedi. Bir Mehmet mi bu işi başarır?"

Gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimePerş. Ekim 02, 2008 5:13 pm

amma anısı var bu ******ün

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimePerş. Ekim 02, 2008 2:16 pm

AĞAÇ SEVGİSİ
Bahçe mimarı Mevlüt Baysal anlatıyor:
Çankaya köşkünde, bahçesini yapıyordum. Bir gün ******, yaveri ve ben, bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Ata’nın geçeceği yolu kapladığını gördük. Ağacın bir yanı dik, bir sırt, diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata, havuz tarafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. Derhal atıldım:
- Emredersiniz derhal keselim paşam.
Bir an yüzüme baktı, sonra:
- Yahu, dedi, sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi keseceksin.
Banoğlu, Age, S: 484

DAHİ KİME DERLER?
Her zaman ****** onu sormaz veya sınava çekmez ya! Bir gün de, sofrada, neşeli bir zamanında ******’ü sınava çektiler arkadaşlarından biri, sordu:
- Lütfen cevap verin bakalım; dahi kime derler?
****** tereddüt etmeden ve kendisinin sınava çekilmesini yadırgamadan, cevap verdi:
- Dahi odur ki , ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk ortaya koyduğu vakit herkes onlara delilik, der.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimePerş. Ekim 02, 2008 2:16 pm

ÖVÜLMEYİ SEVMEZDİ
****** bizden biridir.
Ulusuyla bütünleşme yöneliminin en tipik göstergelerinden biri de şu kısa öyküde belirlenir:
“Cumhuriyetin onikinci yıl dönümü için bir sıra dövizler hazırlanmıştı. Bunlar içinde şöyleleri vardı: “****** bizim en büyüğümüzdür”, “****** bu milletin en yücesidir”, “Türk Milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı.”
Listeyi dikkatle gözden geçirdi. Bunlar ve bunlara benzeyenleri çizdi. Hepsinin yerine şunu yazdı: “****** bizden birisidir.”
Banoğlu, Age, S. 11

SİZ NAPOLYONA BENZİYORSUNUZ.
Mustafa kemal, bu benzetmeyi reddetti ve:
- “Napolyon, arkasına bir sürü, muhtelif milliyetteki insanları toplayacak macera aramaya çıktı. Ve bunun içindir ki yarı yolda kaldı. Ben bir anadan, bir babadan gelen kardeşlerimle kendi vatanımı kurtarmak davası yolundayım. Ve bu muhakkak ki muvaffak olacağım!” Cevabını verdi.
Mustafa Kemal’in giriştiği mücadeleyi hayret ve takdirle karşılayan Towsend, kendisine karşısındaki düşmanın kudretini hatırlatmak isteyerek:
- “Siz mücadeleye mecbur olduğunuz düşmanın ne kadar kuvvetli olduğunu hesaba katmıyorsunuz. Bu düşmanın size her vasıta ile, oturduğunuz odadaki eşya, yemeğiniz ve her şeyinizle bir fenalık yapabilmesi ihtimali bile vardır,” dedi.
Mustafa Kemal gayet sakin bir eda ile:
- “Evet, karşımdaki düşmanın çok kuvvetli olduğunu biliyorum. Fakat insaniyeti müdafaa eden kimseler ölümle tehdit edilmelerine rağmen ölmezler ve ebediyen yaşarlar!” Cevabını verdi.
Sabaha karşı müzakere bittiği vakit büyük bir hayranlıkla Mustafa Kemal’den ayrılan Towsend, refakatindeki memur Türk subayına:
- “Ben şimdiye kadar 15 hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kudretinin esrarı var, ” dedi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimePerş. Ekim 02, 2008 2:15 pm

YARALI MUSTAFA KEMAL
(Halide Edip Adıvar, orduya bir nefer olarak katılmayı istemiş. Bu isteği başkomutanlıkça kabul olunmuş ve garp cephesine gidip katılması emri gelmiş. Sakarya meydan savaşının arifesindeyiz. Mustafa Kemal Alagöz köyünde, cephenin yanı başında).
... Bir zabit beni Mustafa Kemal Paşa’nın karargahına götürdü. Solda toprak yığınlarının altında birkaç evin ışığı yanıyordu. Bir tek karanlıktan geliyordu. O'da telefon servisini yapan bir askerin "inler, katrancı, inler, katrancı" diye bir köyle muhaberesiydi. Sağ taraf bir çukur, içinden su geçiyor. Arkasında üç ev daha var. Bu evlerin arkasında yine ışıkları yanan çadırlar; uzun ve sivri bir direk; telsiz tesisatı. Köy yolları karanlık ve çamur içinde. Ay batmış, gece yarısı oluyor. Küçük bir tahta köprüyü geçerek öbür taraftaki eve gittik. Mustafa Kemal Paşa'nın muhafızları kapıda; onlardan biri beni yukarıya çıkardı. Paşa’nın yaveri Muzaffer Bey beni Paşa’nın odasına götürdü. Çok aydınlık ve tek lüks lambası olan bir Anadolu odası.
Mustafa Kemal Paşa, oturduğu koltuktan güçlükle kalkmaya çalıştı. Çünkü kaburga kemikleri hala ağrılar içindeydi. Paşa’ya doğru kalbimde mutlak, bir hürmetle gittim. O mütevazi odada bütün gençliğin, "bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararı"nı temsil ediyordu. Ne saray, ne şöhret, ne herhangi bir kudret, onun o odadaki büyüklüğüne yaklaşamaz. Gittim, elini öptüm.
"Safa geldiniz hanımefendi" dedikten sonra bana bir sandalye gösterdi. Ve Ankara hakkında havadis sordu. Aynı zamanda tahta masanın üzerindeki bir haritaya eğilerek : durumu, dört yaşındaki bir çocuğun bile anlayabileceği kadar açık ve sade bir ifade ile anlattı. İşte Sakarya kıvrılarak gidiyor. Nehrin etrafına üzerlerinde kırmızı ve mavi kağıt kelebekler titreşen toplu iğneler konulmuş. Eğer askeri durum hakkındaki duygularımı Mustafa Kemal Paşa'ya söylesem mutlaka gülerdi. Yunan ordusu kocaman bir canavar gibi Ankara'ya yaklaşmış görünüyordu. Buna muvazi olarak Sakarya'nın doğusunda Türk ordusu da kıvrılarak bu canavarın Ankara'yı yutmasına mani olmaya çalışıyordu. Siyah canavar o kadar kocamandı ki, insana korku veriyordu.
"Eğer Ankara'ya gider de bizi geride bırakırsa ne yaparız?" diye sordum. Korkunç bir kaplan gibi güldü.
- "İyi yolculuklar efendiler" derim; arkalarından vurarak onları Anadolu’nun boşluğunda mahfederim!
Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı

BİR GÜN YANILMIŞIM
“Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” Emrinden ve büyük taarruz hazırlıklarından önceki günlerdeyiz.
Mustafa Kemal Keçiören’de yakın adamlarıyla Ankara’da son gecesini geçirdi. Ayrıldığı zaman bir hayli yorgundu. Yanındakilere:
- “Taarruz haberini alınca hesap ediniz. Onbeşinci gün İzmir’deyiz” demişti.
İzmir’den dönüşünde karşılayıcılar arasında o gece beraber bulunduklarından bir ikisini görünce:
- “Bir gün yanılmışım!” dedi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimePerş. Ekim 02, 2008 2:15 pm

DÜŞMAN DA KAHRAMAN
Birgün Çanakkale’ye giden bakanlardan birine ****** şöyle dedi:
- Orada Mehmetçik anıtının başında şehitleri anacaksınız. Siz olmasaydınız, siz göğüslerinizi çelik kalelere karşı siper etmeseydiniz, boğaz elden gider, İstanbul elden giderdi diyeceksin.
- Evet efendim.
- Çanakkale'de yalnız bizim şehitlerimiz yok. Bu topraklar üzerinde kanlarını döken insanları da o kahraman düşman savaşçılarını da saygıyla anacaksın.
Bakanın ricası üzerine bu son söylenecekleri ******'ün kendisi hazırlamıştır. Nutuk şudur:
"Bu memlekette kanlarını döken kahraman, burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz; evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evladımız olmuşlardır."
Bu nutku yabancı gazeteler haber aldıktan sonra, haftalarca, aylarca Avusturalya'dan, Yeni Zelanda'dan sevgi minnet mektupları yağmıştı.
F. Rıfkı Atay, Hatıralar

BİR RESSAMLA KONUŞMA
Yıllar sonra bir ressam, Mustafa Kemal'e Sakarya Savaşı’nı gösteren bir tablo hediye etti. Kendisi, ön planda yağız bir savaş hayvanına binmiş olarak görünüyordu. Ressam, tebrik beklerken, birdenbire Mustafa Kemal'in "Bu tabloyu kimseye göstermeyin" demesi üzerine şaşırıp kaldı. Kimse ne söyleyeceğini bilemiyordu. Mustafa Kemal açıkladı:
- "Savaşa katılmış olan herkes bilir ki, hayvanlarımız bir deri, bir kemikten ibaretti, bizimde onlardan arta kalır yanımız yoktu. Hepimiz iskelet halindeydik. Atları da, savaşçıları da böyle güçlü kuvvetli göstermekle Sakarya'nın değerini küçültmüş oluyorsunuz dostum."
Behçet Kemal Çağlar, ****** Denizinden Damlalar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimePerş. Ekim 02, 2008 2:14 pm

HAKİKİ İNSAN
******, muhtelif vesilelerle maiyetinde çalışan kimselerin samimiyet ve sadakatlarını imtihan etmesini gayet iyi bilirdi. İnsanların halet-i ruhiyesini, niyet ve emellerini teşhis ve temyiz etmekte şelaleler saçan bir zekaya malikti.
O büyük insan, bir gece Çankaya köşkündeki bir ziyafette devrin vekillerinden maruf bir zata şöyle bir sual sorar:
- Beni hakikaten sever misiniz?
Muhatabı hemen cevabı yapıştırır:
- Sevmek ne kelime Ata'm, taparım!
- Peki her dediğimi de yapar mısınız?
- Derhal
******, bu söz üzerine belinden tabancasını çıkarır ona uzatır.
- Öyleyse, al tabancamı, sık kafana...
- “Aman Atam” der, herhalde benimle şaka ediyorsunuz. Benim ölmemi istemezsiniz. Meseleyi anlayan ******, yeleleri kabaran bir aslan mehabetiyle dışarıda hizmet eden askeri yanına çağırıp aynı sualleri sorup, cevabını aldıktan sonra, karşısında Toroslar’dan kopmuş bir kaya parçası gibi duran bu bağrı yanık Anadolu çocuğuna tabancasını uzatıp kafasına sıkmasını emreder. Aslan Mehmetçik, bu emri bilatereddüt yerine getirir, fakat kendisine bir şey olmaz. Çünkü, ******, daha önce tabancasındaki merminin kurşununu çıkarmıştır.
İşte o zaman, ****** yanındakilere şöyle der:
- Beni ve vatanı seven hakiki insanı gördünüz mü?
Ruhu şad olsun.
******'ün Nükteleri-Fıkraları-Hatıraları, Sh 17

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
1 2
avatar
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimePerş. Ekim 02, 2008 2:14 pm

ATATÜRK AĞLIYOR
Ak saçlı bir ninenin ağzından:
Yavrularım , siz bilmezsiniz, bir zamanlar “ köyümüze düşman geliyor! “ dediler. Biz pılıyı pırtıyı toplayıp göçebeler gibi yola düştük. Sinan paşa ovasında bir köye yerleştik.
Günler geçti. Bir gün düşman ansızın köye geldi. Artık gidecek başka bir yer olmadığından, düşman içinde kalmıştık. Bir sabah uyandığımız zaman uzaklardan top sesi geliyordu. “kurtulduk, kurtulduk!” diye sevince düştük. Tam bu sırada köyün öte başında dumanlarla beraber göklere alevler yükseldi. Köy yanıyordu. Her taraftan bağrışmalar geliyordu. Kimimiz yarı çıplak, kimimiz yarı yanmış, bir halde köyün koruluğunda yerleştik. Artık düşman da köyü terk etmişti.
Biraz sonra atlılarımız, ellerinde al bayraklar olduğu halde, yel gibi yoldan geçtiler. Bağırdık, durmadılar. Hepimiz yollara dökülmüş ağlıyor, sızlıyorduk. Derken karşı yoldan bir toz bulutu yükseldi. Hepimiz gözlerimizi oraya diktik.
Biraz sonra bir otomobil göründü. Ve yavaşlayarak yanımızda durdu. İçinden altın gibi saçlı, kalpaklı bir adam fırladı. Durdu. Gözlerini perişan durumumuza döndürdü. Uzun uzun, derin derin baktı. Bu sırada biz yanındaki subaylara sokulduk. Onlarda onun gibi bakıyordu. Bir tanesini çekerek:
- Bu adan kimdir? diye sorduk. Hafifçe:
- Mustafa Kemal, dedi.
O zaman hepimiz coştuk. Bu adı her zaman duyuyorduk.
- Paşam, bizi kurtar, kurtar!.. diye bağırdık. Ayaklarına kapandık. O, hala dalgın dalgın, başı yerde düşünüyordu. Birden doğruldu. Sağ eli havadaydı:
- Sizi bu şekle sokanlar cezalarını gördüler ve daha da görecekler!.. Diyerek elini şimşek gibi aşağıya indirdi ve o anda gözlerinden iki damla yaş yuvarlandı.
Banoğlu, Age, S: 386 - 387

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 27, 2008 3:32 pm

Bir aralık konu İstiklâl Savaşı'na geldi. Dikkat ettim, Binbaşılar dahil her komutanın hangi birliğe komuta ettiğini, nerede bulunduğunu, -bir gün önce olmuş gibi- hatırlıyordu. O savaş ki araç, gereç, personel kıtlığı bugün güç tasavvur edilirdi. Tümenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu! Fakat, bu kadro canını dişine takmış bir ekipti. Var olmak ya da olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı. 30 Ağustos bu ruh haletinin eseriydi. Böyle bir dramı, hem yazarı, hem baş aktörünün ağzından dinlemek müstesna bir mutluluktu. O anılar Ata'yı coşturdukça coşturuyordu. Anlatmalarında abartma yoktu. Ama bu anlatış öylesine canlı, öylesine plastikti ki, hepimiz heyecandan heyecana sürükleniyorduk. Anlatışlarını şöyle bağladı:
- İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır.

Bu alçakgönüllülük şaheseriyle konunun kapanacağını tahmin ediyorduk. Bu arada ****** bir duraklama yaptı. Sonra içine dönük, adeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:
- ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak yalnız bana ait olacaktı.

Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım. Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım.

Ord. Prof. Sadi IRMAK

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 27, 2008 3:32 pm

KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR

Bir gece beraber oturuyorduk. Yanımızda Siirt milletvekili Mahmut Soydan, şimdiki Macaristan elçimiz Ruşen Eşref Onaydın, bir de Soysallı vardı. ******, ertesi günü Büyük Millet Meclisi'nde okuyacağı söylevi hazırlıyordu. Mahmut'la Ruşen Eşref not tutuyorlardı. ****** ara sıra bana da, "Ne dersin?" diye soruyordu. Ben ne diyebilirim? Hiç... Sonra ****** bana döndü ve dedi ki:

- Bu memleketin efendisi kimdir?

Düşündüm. Karşılığı o verdi:
- Türk köylüsüdür, dedi. Ve devam etti:

- Türk köylüsü "Efendi" yerine getirilmedikçe memleket ve millet yükselmez!...

Prof. Mahmut Esat BOZKURT

Kaynak: Tan Gazetesi, 10.11.1942

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 27, 2008 3:32 pm

Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 27, 2008 3:31 pm

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 27, 2008 3:29 pm

MUTSUZ LİDER

Bir akşam sofrasının hararetli bir döneminde Mustafa Kemal, kişisel özgürlüğünün birçok bölümlerinden yoksun bırakılması acısını hüzün dolu sözlerle şöyle anlattı:

- "Şimdi siz buradan ayrılır, istediğiniz yerde gezer dolaşırsınız. Benim gözümde bunun ne büyük mutluluk olduğunu bilemezsiniz. Halime bakın, sahip olduğunuz bu özgürlükten yoksunum, cumhurbaşkanıyım ama köşeye atılmış ve özgürlüğü sınırlı bir insanım. Bütün eğlencem, akşamları soframa topladığım arkadaşlara ayrılmıştır. Haydi şimdi buradan ayrılıp bol bol dolaşın, istediğiniz yerlere girip çıkın, arzu ettiğiniz gibi eğlenin. Ben de bunun hayaliyle avunurum." dedi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: Geri: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 27, 2008 3:28 pm

İNANMAYANLAR DA HAKLIYDILAR

Mustafa Kemal realist bir liderdi. Lekelemelerin politika kadrosunu nasıl daraltacağını ve kendisini bir avuç partizan takımı elinde bırakacağını düşünerek, açıkça bir suç işlemiş olanlar dışında yalnız kişisel değerlere saygı gösterdi. Sicil yoklamalarına rağbet etmedi. Bir gün bana:
- Kuva-yı Milliye'ye inanmayanlar da inananlar kadar haklı idiler, demişti.

Falih Rıfkı ATAY

Kaynak: Falif Rıfkı Atay - Mustafa Kemal, Mütareke Defteri, 1955

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
ramazan
BİNBAŞI
BİNBAŞI
1 2
ramazan
3 4
Burç: Hayvanı: Cinsiyet:Erkek
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 27/09/08
Mesaj Sayısı : 425
Nerden :
İş/Hobiler :
Okul :

Kişi sayfası
İtibar:
....ANILARI...... Left_bar_bleue100/100....ANILARI...... Empty_bar_bleue  (100/100)



....ANILARI...... Vide
MesajKonu: ....ANILARI...... ....ANILARI...... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 27, 2008 3:27 pm

YENİLSEYDİK SORUMLU BEN OLACAKTIM

Bir aralık konu İstiklâl Savaşı'na geldi. Dikkat ettim, Binbaşılar dahil her komutanın hangi birliğe komuta ettiğini, nerede bulunduğunu, -bir gün önce olmuş gibi- hatırlıyordu. O savaş ki araç, gereç, personel kıtlığı bugün güç tasavvur edilirdi. Tümenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu! Fakat, bu kadro canını dişine takmış bir ekipti. Var olmak ya da olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı. 30 Ağustos bu ruh haletinin eseriydi. Böyle bir dramı, hem yazarı, hem baş aktörünün ağzından dinlemek müstesna bir mutluluktu. O anılar Ata'yı coşturdukça coşturuyordu. Anlatmalarında abartma yoktu. Ama bu anlatış öylesine canlı, öylesine plastikti ki, hepimiz heyecandan heyecana sürükleniyorduk. Anlatışlarını şöyle bağladı:
- İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır.

Bu alçakgönüllülük şaheseriyle konunun kapanacağını tahmin ediyorduk. Bu arada ****** bir duraklama yaptı. Sonra içine dönük, adeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:
- Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak yalnız bana ait olacaktı.

Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım. Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım.

Ord. Prof. Sadi IRMAK

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
("Teşekkürler")
Teşekkür Botu


Paylaşım İçin Teşekkürler

....ANILARI......

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Genç Kulubü :: Anıları -